Çekmeköy Masaj Salonu-Beyza Hanım
Çekmeköy Masaj Salonu-Beyza Hanım
Çekmeköy Masaj Salonu-Beyza Hanım “Yanılmışım, kahretsin, senin hatan deÄŸildi. Senin hatan deÄŸildi, tatlım. Benim hatamdı. Kim bilir Leticia’nın fakat kesinlikle senin deÄŸil.” gene onun elini tutup dudaklarına götürdü. “aslabir zaman senin suçun olmadı, ” dedi yakarırcasına. “Bana dön. Lütfen. Vallahi billahi, beni korkutuyorsun. Beni korkutmak istemiyorsun, deÄŸil mi? Kararlı ol, bu hiç hoÅŸ deÄŸil.” cevap yoktu. Onun öksürmesini, rahatsız olup yatağın içinde dönmesini veya baÅŸka bir ÅŸeyler yapmasını istiyordu. Miranda ise sadece orada öyle yatıyordu, öyle kımıltısız, öyle hareketsiz ki, Turner aniden içine dolan korkuyla Miranda’nın elini hızla çevirdi ve bileÄŸinin iç tarafından nabzını hissetmeye çalıştı.
Rahat bir nefes aldı. Nabzı atıyordu. Zayıftı ama atıyordu. Bitkinlikten esnedi. TükenmiÅŸti ve göz kapakları düşüyordu ama kendini uykuya teslim edemezdi. Onunla olması gerekiyordu. Onu görmesi, nefesini duyması ve teninde ışığın dansını seyretmesi gerekiyordu. “Burası çok karanlık, ” diye mırıldandı, ayaÄŸa kalktı. “Burası Tanrı’nın cezası bir morga benziyor.” Etrafa bakındı, çekmeceleri ve dolapları karıştırdıktan daha sonra birkaç tane mum buldu. Hepsini çabucak yaktı ve mumluklara yerleÅŸtirdi. Hâlâ çok karanlıktı. Kapıya koÅŸtu, telaÅŸla açtı ve dışarı baÄŸlarırdı, “Brearley! Anne! Olivia!” ÇaÄŸrısına sekiz kiÅŸi birden yanıt verdi. “Daha çok mum isterim, ” dedi Turner, sesindeki vehamet ve bitkinliÄŸi belli etmemeye çalışarak.
Çekmeköy Masaj Salonu-Beyza Hanım
Çekmeköy Masaj Salonu-Beyza Hanım Birkaç hizmetçi telaÅŸla koÅŸuÅŸturdular. “fakat burası zaten çok aydınlık, ” dedi Olivia. Miranda’yı, en iyi arkadaşını, böylesine sessiz yatarken görünce nefesi tutuldu, “iyileÅŸecek mi?” diye fısıldadı. “İyileÅŸecek, ” dedi. “Yeter ki ÅŸurayı biraz daha aydınlatabilelim.” Olivia boÄŸazcaını temizledi. “İçeri girip ona bir ÅŸeyler söylesem iyi olurdu.” “O ölmeyecek!” diye patladı Turner. “Beni duyuyor musun? O ölmeyecek. Bu ÅŸekilde mevzuÅŸmana gerek yok.
VedalaÅŸman gerekmiyor.” “ama ya ölürse, ” Olivia ısrar etti, yanaklarından yaÅŸlar dökülüyordu, “Ben nasıl -” Turner denetimünü yitirdi, kardeÅŸini iteleyip duvara yapıştırdı. “O ölmeyecek, ” dedi sıska, ölümcül bir sesle. “Bu ÅŸekilde davranmaktan vazgeçersen memnun olurum.” Olivia bilincinde olmadan başını salladı. Turner ansızın onu bıraktı ve sanki yabancı nesnelermiÅŸ ÅŸeklinde ellerine baktı.
Son yorumlar