Çekmeköy Masaj Salonu – Mutlu Son

Çekmeköy Masaj Salonu – Mutlu Son

Çekmeköy Masaj Salonu. Ve oldukça güzel de alışıyorum buradaki hayatıma. Yaşlı halamın bu kasvetli mekânında hiç sıkılmadığımı söyleyebilirim. Niçin sıkılacakmışım ek olarak? Neyim noksan? Burada hem zevk hem yoksunluk var.Umutlandığım günler de oluyor, sonunun nereye varacağını bilmediğim günler de! Daha geniş bir mekânda başka ne olabilirdi ki? Seyirciler diyeceksiniz bir ihtimal! Durun bakalım hele, onlar da olur. Beni etken durumda görmemeleri o kadar önemli değil, işin sonunu beklesinler. Bakın nasıl hayranlıkla alkışlayacaklar o vakit. Tabii alkışlayacaklar. Benim o ağırbaşlı dindar körpenin ne vakit teslim olacağını kesinlikle söyleyebileceğim artık.

Erdemin can çekişmesine şahit oldum bu akşam. Bundan böyle onun yerine saltanat sürecek olan zaaftır. Bizler bir kere daha görüşünceye kadar biter bu iş, daha fazla sürmez. Şimdi ne diyeceğinizi biliyorum: Benim yersiz bir kibire kapıldığımı, zaferi, hemen hemen kazanmadan ilan edip övündüğümü söyleyeceksiniz, öyle değil mi? Acele etmeyin, durun birazcık bakalım! Ne kadar kibirsiz olduğumu göstermek için önce yenilgimi anlatmam gerekiyor. Korumanız altındaki o kız, pek gülünç bir şey, doğrusunu isterseniz! Çocuk o daha! Çocuk gibi davranmak gerekir ona.

Çekmeköy Masaj Salonu – Mutlu Son

Çekmeköy Masaj Salonu. Cezalandırmak amacıyla onu bir köşede ayakta bekletmek bile yararlı olur! Geçen gün aramızda geçenlerden sonrasında, dün sabah arkadaşça uğurlanıp, akşam tekrar buluşmak üzere sözleştikten sonra, gittiğimde ne göreyim istersiniz: Kapı içerden kilitlenmiş! Ne dersiniz buna? Bir gün önce bu şekilde çocukluklar düşünebilir insan fakat ertesi gün? Birazcık garip değil mi? Gene de önce gülmedim. Bu kadar karakterimin esiri olduğumu bilmiyordum önceden. Aslına bakarsak ben onun odasına istemeye istemeye, sırf söz verdiğim için gitmiştim. Kendi yatağıma ihtiyacım vardı benim, hiçbir yatağı değişmek istemezdim kendi yatağıma, yatağımdan uzaklaşmak içimi yakıyordu benim.

Ama önüme bir engel çıkar çıkmaz hemenonu aşma hevesine kapıldım. Özellikle de bir çocuğun bana oyun oynamaya kalkışması çok gücüme gitti. Bu yüzden odama dönerken kan beynime sıçramıştı ve bundan böyle o sersem kızın aslabir şeyine karışmamaya karar vermiştim. O sinirli halimle bir mektup yazdım ve kendisinin benim için ne gibi bir değeri olabileceğini yazdım açıkça.