Çekmeköy Mutlu Son
Çekmeköy Mutlu Son
Bu kız on sekizinden büyük olamazdı. Yüzü düzgün ve
sevimli, vücuduysa çok zarifti. Onun o olgun, büyüleyici,
yuvarlak ve sert olup tüm korseleri küçümsercesine kendi
başlarına dikilen göğüslerine gıpta Çekmeköy Mutlu Son etmemek elde değildi.
Farklı yönleri gösteren uçlarıysa o hoş ayrımlarını belirliyordu. Aşağıya doğru inen nefis göbeği, aşağı doğru
çekilip iki dolgun ve etli bacağı içinde utangaçça sığınak
arayan, bundan dolayı de güç fark edilebilen bir çizgiyle
sonlanıyordu. O enfes çıkıntıyı kaplayan kıvırcık tüyler, samur
kürk gibi parlıyordu. Çekmeköy Mutlu Son Kısacası Polly, kadın güzelliğini tuvale
aktaracak bir ressamın, kendisine çıplaklığın en içten gururu
ve görkemiyle modellik etmesi için ardında koşacağı bir
konuydu.
Genç İtalyan, ölmekte olan bir keşişi bile tutuşturacak
böylesi bir güzellik karşısında kendinden geçmiş
görünüyordu. Polly onun arzusuna bakılırsa dönerek durdukça
arzulu gözleri genç kızı yiyip bitiriyordu. Elleri de bu
şenlikten geri kalmadı ve zevk arayışıyla, Polly’nin zevkin en
mükemmelini verme ayrıcalığına sahip gövdesinin her
yerinde, her noktasında gezinmeye başladı.
Çekmeköy Mutlu Son
Bu arada gencin önünde, gömleğinin altındaki şişkinliği,
perde arkasında olup bitenleri gösteren çıkıntıyı fark etmemek
olanaksızdı. Delikanlı az sonrasında gömleğini sıyırıp çıkardı ve
böylece çıplaklıkta birbirlerinden aşağı kalır yanları kalmadı.
Phoebe’nin tahminine bakılırsa yirmi ikisindeydi bu genç. Uzun
ve kaslı vücudu güzelce şekillenmiş, güçlü kuvvetli, geniş
omuzlu ve göğüslüydü. Yüzü pek dikkat çekici değildi. Eski
Romalılara özgü bir burun, büyük kara parıltılı gözleri ve
kırmızı yanakları ona ayrı bir çekicilik katıyordu çünkü teni,
koyu boz renkten değilse bile beyazlıktan uzaktı. Çekmeköy Mutlu Son Sarışındı
fakat pırıl, pırıl duruluktaki teni yaldızlı esmerlikteydi.
Bağlamak için çok kısa olan saçları, küçük dalgalı kıvrımlarla
ensesine dökülüyordu. Göğsünde güç ve erkekliği simgelercesine süsleyen birkaç tüy vardı. Kasıklarından göbeğine
dek yayılan sık, kıvırcık tüylerinin ara-sındansa muhteşemvarlığı dimdik yükseliyordu. O an gözümün önünde duran
küçük, narin noktaya duyduğum acıma yüzünden
büyüklüğünden ürktüm. Genç adam gömleğini çıkarır
çıkarmaz Polly’i usulca yatağa itmiş, yatak da bu gönüllü
düşüşü rahatça kabul etmişti. Bacakları ardına kadar açıldı ve
aralarındaki o al merkezli nokta gözlerimizin önüne serildi.
Guido’nun fırça vuruşuyla bile canlılığına ve inceliğine aslaerişemeyeceği tatlı bir minyatürdeki o küçük yakut çizgi bütünihtişamıyla parlıyordu.
Son yorumlar